ErgenlikDonemindeintihar
Bireyin kendi hayatına son vermesi, ölenin geride kalan yakınları için son derece acı verici bir olaydır. Ergenlik yılları diğer hayat dönemlerine oranla intiharın en çok olduğu dönemdir. Ülkemizde 1991 yılı verilerine göre, 15-24 yaşları arasındaki genç grubunun intihar oranı yüz binde 33.2’dir. Bu oran diğer yaş grupları arasında en yüksek oran olmakla beraber ülkemizde son 20 yıldaki intihar olaylarında artış yoktur. Buna karşılık Kanada, İrlanda, Yeni Zelanda, Norveç, İspanya, İngiltere ve ABD.’deki ülkelerde15-19 yaşlar arasındaki gençlerde intihar oranları son 20 yıl içinde önemli oranda artmıştır. İntihar eden gençler arasında erkeklerin oranı kızlarınkinden dört misli fazladır.
Ergenlik İntiharlarının Nedenleri: İntiharların en belirgin nedenlerinin başında çocukluktaki sevgi yoksunluğu gösterilmektedir. Büyüme sırasındaki baskı ve horlanmalar, reddedilme, sevilmeme ve benzeri nedenler ergenin mutsuz olmasına zemin hazırlar.
Anne babanın ölmesi, ayrılması veya aileden ayrılma gibi nedenler de gencin güven duygusunu zedeler ve depresyona girmesini kolaylaştırır. Karşı cins tarafından reddedilme, aşkta hayal kırıklığına uğrama, özellikle grup içinde iken aşağılanma ve onuru ile oynanması ergenleri derin bir üzüntüye ve ümitsizliğe düşürebilir üzüntü verici olaylarla ilk kez karşılaşıldığında onların yarattığı duygusal kırıklık daha yoğun olur. Daha önce karşılaşıp üstesinden geldikleri duygular olmadığından, ergenler onlar için üzüntü yaratan yeni durumlarda nasıl davranacaklarını kestiremezler. Daha kolay kırıklığa uğrarlar ve denebilir ki üzüntü verici durumlarla baş edebilmek tecrübeyle öğrenilebilir. Üzüntünün aşırı olması, bireyi çaresizlik ve ümitsizlik içinde bırakması, ergeni ölüme bu acı verici duygulardan kaçmanın bir yolu olarak bakmaya itebilir. Ölümün sıkıntılardan kurtulmanın tek yolu olarak görülmesi ergenlerin intihar etme riskini artıran çok önemli bir etkendir. Çocukluktaki depresyonların daha sonraki intihar girişimleri için önemli bir belirleyici olduğu ve çocukluk depresyonlarının erişkinlikteki depresyon için bir işaret olduğu kabul edilmektedir.
İntihar Etme Eğilim Olanların Belirtileri: İntihar öncesinde intihara eğilimli olan bireyler bazı işaretler gösterirler. En belirgin ipucu bireyin canına kastetmeyi düşündüğünü ifade etmesidir. Bir şekilde hayattan bezdiğini, intihar etmeyi düşündüğünü ifade eden birey kesinlikle ciddiye alınmalıdır. İntihar etmeyi düşünenin bunu söylemeyeceği iddiası ile intihar edeceğini söyleyenin bunu yapamayacağı iddiası tamamen temelsiz, doğru olmayan peşin kabullerdir.
Daha önce intihara teşebbüs etmiş bir insan da açık bir şekilde intihar riski taşımaktadır. Ölüm hakkında konuşmalar, ümitsizlik içinde olma, geleceğe yönelik isteklerden ve değer verdiği şeylerden vazgeçme, aile ve arkadaşlarından uzaklaşma, sürekli endişeli ve gergin olma, davranışlarda ani olarak ortaya çıkan değişmelerin olması, alkol ve uyuşturucu kullanma gibi alışkanlıkları edinme, uykularda bozukluk, kendini değersiz bulma, sürekli bezgin ve mutsuz olmanın yanında hayatı yaşamaya değer bulmama gibi belirtiler intihar eğilimi taşıyanlarda gözlenmektedir.
Alkol ve uyuşturucu kullanma ile bireyler geçici bir güven duygusuna kapılabilirler ancak alkol ve uyuşturucu etkisi ile toplumsal baskılar daha az hissedilir ve gerçek eğilim ve duygular daha kolay ortaya serilir. Bu bakımdan alkol ve uyuşturucu hem intihar eğilimlerini ortaya çıkarması bakımından tehlikelidir, hem de sorunlu olanlar için bir sığınma aracı olarak kullanıldıklarından, sorunlarla baş etme yollarının öğretilmesini zorlaştırırlar. Ayrıca fiziksel ve ruhsal bağımlılık yaratan maddeler olmaları bakımından da bireyin geleceğini tehdit ederler.
İntihar eden gençler arasında anne ve babası ayrılmış olanların oranın yüksek olduğu ve intihara teşebbüs edenler veya intihar edenlerin ailelerinde ya da yakın çevrelerinde daha sıklıkla bir intihar vakası ile karşılaştıkları ifade edilmektedir.
Prof. Dr. Adnan Kulaksızoğlu
Ergenlik İntiharlarının Nedenleri: İntiharların en belirgin nedenlerinin başında çocukluktaki sevgi yoksunluğu gösterilmektedir. Büyüme sırasındaki baskı ve horlanmalar, reddedilme, sevilmeme ve benzeri nedenler ergenin mutsuz olmasına zemin hazırlar.
Anne babanın ölmesi, ayrılması veya aileden ayrılma gibi nedenler de gencin güven duygusunu zedeler ve depresyona girmesini kolaylaştırır. Karşı cins tarafından reddedilme, aşkta hayal kırıklığına uğrama, özellikle grup içinde iken aşağılanma ve onuru ile oynanması ergenleri derin bir üzüntüye ve ümitsizliğe düşürebilir üzüntü verici olaylarla ilk kez karşılaşıldığında onların yarattığı duygusal kırıklık daha yoğun olur. Daha önce karşılaşıp üstesinden geldikleri duygular olmadığından, ergenler onlar için üzüntü yaratan yeni durumlarda nasıl davranacaklarını kestiremezler. Daha kolay kırıklığa uğrarlar ve denebilir ki üzüntü verici durumlarla baş edebilmek tecrübeyle öğrenilebilir. Üzüntünün aşırı olması, bireyi çaresizlik ve ümitsizlik içinde bırakması, ergeni ölüme bu acı verici duygulardan kaçmanın bir yolu olarak bakmaya itebilir. Ölümün sıkıntılardan kurtulmanın tek yolu olarak görülmesi ergenlerin intihar etme riskini artıran çok önemli bir etkendir. Çocukluktaki depresyonların daha sonraki intihar girişimleri için önemli bir belirleyici olduğu ve çocukluk depresyonlarının erişkinlikteki depresyon için bir işaret olduğu kabul edilmektedir.
İntihar Etme Eğilim Olanların Belirtileri: İntihar öncesinde intihara eğilimli olan bireyler bazı işaretler gösterirler. En belirgin ipucu bireyin canına kastetmeyi düşündüğünü ifade etmesidir. Bir şekilde hayattan bezdiğini, intihar etmeyi düşündüğünü ifade eden birey kesinlikle ciddiye alınmalıdır. İntihar etmeyi düşünenin bunu söylemeyeceği iddiası ile intihar edeceğini söyleyenin bunu yapamayacağı iddiası tamamen temelsiz, doğru olmayan peşin kabullerdir.
Daha önce intihara teşebbüs etmiş bir insan da açık bir şekilde intihar riski taşımaktadır. Ölüm hakkında konuşmalar, ümitsizlik içinde olma, geleceğe yönelik isteklerden ve değer verdiği şeylerden vazgeçme, aile ve arkadaşlarından uzaklaşma, sürekli endişeli ve gergin olma, davranışlarda ani olarak ortaya çıkan değişmelerin olması, alkol ve uyuşturucu kullanma gibi alışkanlıkları edinme, uykularda bozukluk, kendini değersiz bulma, sürekli bezgin ve mutsuz olmanın yanında hayatı yaşamaya değer bulmama gibi belirtiler intihar eğilimi taşıyanlarda gözlenmektedir.
Alkol ve uyuşturucu kullanma ile bireyler geçici bir güven duygusuna kapılabilirler ancak alkol ve uyuşturucu etkisi ile toplumsal baskılar daha az hissedilir ve gerçek eğilim ve duygular daha kolay ortaya serilir. Bu bakımdan alkol ve uyuşturucu hem intihar eğilimlerini ortaya çıkarması bakımından tehlikelidir, hem de sorunlu olanlar için bir sığınma aracı olarak kullanıldıklarından, sorunlarla baş etme yollarının öğretilmesini zorlaştırırlar. Ayrıca fiziksel ve ruhsal bağımlılık yaratan maddeler olmaları bakımından da bireyin geleceğini tehdit ederler.
İntihar eden gençler arasında anne ve babası ayrılmış olanların oranın yüksek olduğu ve intihara teşebbüs edenler veya intihar edenlerin ailelerinde ya da yakın çevrelerinde daha sıklıkla bir intihar vakası ile karşılaştıkları ifade edilmektedir.
Prof. Dr. Adnan Kulaksızoğlu